Bu mağaralar çok güzel. Ülkedeki en büyük ve en mükemmel mağaraların bunlar olduğu söyleniyor, dünyadaki en iyi mağaralar listesinde de üst sıralarda yer alıyor. Sessiz bir yeraltı atmosferine giriyorsunuz (son gittiğimde, hepsi Türk olan pekçok ziyaretçi vardı). İçerisi serin ve sabit bir sıcaklığa sahip, ayrıca oradaki nem oranı astımlılara iyi geliyor gibi gözüküyor. Mağaranın derin bir yerinde bir sandalyenin üzerinde bir kadın oturuyordu; söylediğine göre sağlığına iyi geldiği için sık sık oraya gidiyormuş. Mağaralara Tokat’tan ulaşım çok kolay. 45 dakika bir dolmuşta gidiyorsunuz, ardından sizden adil bir fiyat isteyecek bir taksi şoförüne teslim ediliyorsunuz (yine de yola çıkmadan pazarlık yapıp fiyat belirlemeniz akıllıca olur). Dağlara doğru 20 dakikalık bir yolculuk yapacaksınız, daha sonra sürücünüz bir saat ya da daha uzun bir süre sizi bekleyecek (ya da gidip vaktinde geri dönecek) ve sizi minibüs durağına geri götürecek. Bir köyde, restorasyona ihtiyacı olan ve Selçuklu mimarisini hatırlatan bir hanı (bu galerideki son resimler) size göstermek için yoldan biraz sapabilir. Bu mağarayı gezmek hereşeye değerbende birtokatlı olarak çok gittim ve gezdim tavsiye ederim ve bu mağara DÜNYANIN 8. HARİKASI.
Tokat'a 24 km uzaklıkta bulunan Ballıca Mağarası, muhteşem bir doğa oluşumudur. Yan kolları ile birlikte 680 m uzunluğa sahip olan mağaranın en yüksek ve en alçak bölümü arasındaki yükseklik 94 m'yi bulmaktadır.
İçine girildiğinde değişik bölmeleri değişik yapıları çağrıştırmaktadır. Halk arasında yapılan yakıştırmalar da baz alındığında, mağaranın değişik bölümlerinin aldığı isimler,yapılan gözlemleri haklı çıkarır niteliktedir.
Havuzlu Salon, sütün ve sarkıtların oluşturduğu dar bir geçitten sonra büyük bir ormana açılır. Sarkıt dikit ve sütunların dev boyutlara ulaştığı bu Damlataş Ormanı'nda kırmızı ve siyahın her tonundan süt beyaza kadar varan renk cümbüşü insanı büyülemektedir. Büyük Damla taşlar Salonu'nunda demirin başka bir türü olan limonit, kayalara sarı rengi verirken, yeşil ve mavi renklerin nedeni bakırın türevleri olan azurit ve malakit maddeleridir. Büyük Salon'dan çıkıldıktan sonra kuzey galeri ve salonlarına ulaşılır. Fosil Salon 18 m'lik bir inişle kuzeydeki son galeriye bağlanır. İçindeki yarasalardan dolayı Yarasalı Salon ismini de alan bu salonun uzunluğu 25-35m, genişliği 8-20 m arasındadır. Büyük blok ve kayaların bulunduğu Çöküntü Salonu, kuzey-güney yönünde gelişmiş büyük bir galeriye bağlanır. Dev sütunlarla çok sayıda salon ve odaya ayrılan ve Muhteşem Galeri olarak adlandırılan bu bölümde damla taşlar, soğana benzeyen (Soğan Salon) sarkıtlar yer almaktadır. Muhteşem Galeri büyük sütunlar tarafından üç belirgin salona ayrılmaktadır. Mantarlı Salon' da iri soğan sarkıtlar ile mantar şeklinde gelişmiş dikitler çok belirgindir.
Sütunlar Salonu (Dondurma Salon) tavanı 15 m yükseklikte muhteşem bir görünümdedir. Genç Salon mağaranın en yeni ve en son oluşmuş bölümüdür.
Mağaraların süzülmüş, polen ve tozlardan arınmış bol oksijenli havası astımlı hastalara iyi gelmekte, daha kolay nefes almalarını sağlamaktadır.
Mağara çevresindeki tesislerde yöresel el sanatları sergilenmektedir (İlginç El Baskısı ya da Serigrafi Yazmalar, ve Örtüler). Yöre kadınların pişirdiği Çökelekliler ve Tokat Kebabı'nın lezzeti, mağaranın muhteşemliğini perçinlemektedir
Ziyarete açılan 8 salonu 680 m. uzunluğunda ve 95 m. yüksekliğinde olan Ballıca Mağarası, dünyanın en büyük ve en görkemli mağaralarından biri. Bu doğa harikası, henüz ziyarete açılmayan ve keşfedilmemiş bölümleri ile gizemini korumayı sürdürüyor.
Ballıca Mağarası'ndaki oluşumları izlemek, doğal bir müzeyi gezmek gibi. Yaşı yaklaşık 3.4 milyon yıl olarak tespit edilen Ballıca Mağarası, şimdiye kadar tespit edilen tüm mağara oluşumlarına sahip olmanın yanı sıra, özgün Soğan Sarkıtları ile de uluslararası önem taşıyor. Mağaranın ziyarete açılan bölümlerinde dolaşmak, her adımda hayrete düşüren, heyecan veren gizemli bir yolculuğa çıkmak gibi.
Ballıca Mağarası, Tokat'ın 26 km. güney batısında yer alan Pazar ilçesinin Ballıca Köyü'nde, deniz seviyesine göre 1.085 m. rakımda yer alıyor. Pazar ilçesinden Ballıca Mağarası'na ulaşan 8 km'lik yol, Kral Yolu'na bağlanan Selçuklu Dönemi'ne ait bir köprünün yanından geçiyor. Yapımı 1238 yılına tarihlenen ve 2006 yılında restorasyon çalışmalarına başlanan Mahperi Sultan Kervansarayı da Mağara yolu üzerinde yer alıyor.
1987 yılında başlayan araştırma ve haritalandırma çalışmalarını 1995 yılında yapılan yürüme yolları ve ışıklandırma çalışmaları izlemiştir. Ballıca Mağarası, kristalleşmiş kireçtaşlarından meydana gelmiştir ve ziyarete açılan bölümlerinde 8 salon gezilebilir. Ortalama sıcaklığı 18 C ve ortalama nem oranı % 54 olan mağaranın bol oksijenli havası nefes almayı kolaylaştırmaktadır.
Havuzlu Salon
Girişin hemen ardında yer alan Havuzlu Salon'daki yüksek sıcaklık ( 20°C ) ve düşük nem oranı, damlataşları oluşturan kalsit kristalleri arasındaki bağı zayıflatmış, pul pul kabarmış bir görünüme büründürmüştür. Havuzlu Salon'da harç kullanılarak oluşturulmuş dikdörtgen bir yapı yer almaktadır. Harçlı yapı, mağaranın geçmiş dönemlerde kullanıldığına işaret etmektedir.
Büyük Damlataşlar Salonu
Havuzlu Salon, sütun ve sarkıtlardan oluşan dar bir geçitten sonra mağaranın en geniş alanı olan Büyük Damlataşlar Salonu'na açılır. Kırık hatlar boyunca oluşan sütunlar doğrusal bir yapı gösterir. Salondaki küçük havuzlar, mağara incileri ile kaplıdır. Salonda nem oranı yüksektir ve açık havaya oranla 4 kat daha fazla oksijen bulunmaktadır. Dev boyutlu sarkıt ve dikitler ve izlenen kırmızı, sarı, yeşil ve mavi renkleri görkemli bir görünüm oluşturmaktadır. Bu muhteşem salondan kuzey ve kuzey doğu yönünde ilerleyen yürüme yolu, Çamurlu Salon, Fosil Salon ve Yarasalar Salonu'na ulaşır.
Çamurlu Salon
Yatay bir geçitle ulaşılan salon, blok, sarkıt, dikit ve küçük havuzlardan oluşmaktadır.
Fosil Salon
Mağaranın en üst noktasında bulunan salonda sıcaklık 24°C'ye kadar ulaşır. Mağaranın en yaşlı salonlarından olan bu salonda mutlak nem % 40'tır.
Yarasalı Salon
Cüce Yarasaların yaşam alanı olan Yarasalı Salon'a ip kullanmadan inmek mümkün değildir. Uzunluğu 25- 35 m. , genişliği ise 8-20 m'dir. Gelişim halindeki sarkıtları, mağara gülleri, mağara iğneleri ve damlataş havuzu ile mağaranın genç salonlarındandır.
Çöküntü Salon
Kuzey - Güney yönünde bulunan, Muhteşem Galeri olarak da adlandırılan galeriye bağlanır. Salon, adını tabanında bulunan iri bloklardan alır. Bloklar arasında bulunan derin kuyular mağaranın alt katlarında bağlantılıdır. Tavandan 3 m. yukarda bulunan kalsit oluşumların sınırları, yeraltı suyunun geçmişteki seviyesini gösterir.
Sütunlar Salonu
Çöküntü Salon ve Bloklu Mahzen'den sonra, geçilen bir köprü ile Sütunlar Salonu'na ulaşılır. Mağaranın en büyük sütunu olan, 18 m. boyunda ve 8 m. çapındaki sütun bu salonda yer almaktadır. Sütunlarla odalara ayrılmış büyük bir galeri görünümü veren salonun tavan yüksekliği yer yer 15 m'yi bulur.
İkiye ayrılan yürüme yolunun kuzey yönü, Mantarlı Salon'a, güney yönü ise Yeni Salon'a ulaşır.
Mantarlı Salon
İri soğan sarkıtlar ve salona adını veren mantar şeklinde gelişmiş dikitler etkileyici bir görüntü yaratır. Damlalık sarkıtların en güzel örnekleri bu salonda bulunmaktadır.
Yeni Salon
Mağaranın en genç salonu olan Yeni Salon'da yer alan büyük sarkıt, dikit ve havuzların yanı sıra, yaprak, perde ve pırasa şeklindeki oluşumlar büyüleyici görüntüler oluşturmaktadır. Salonun sonuna doğru, 65 m. derinlikte yer alan göle, mağara suyunun aktığı Sifon yer almaktadır. Mağaranın gezilebilen son bölümünde ise renkleri ve oluşumlarıyla şaşırtan genç soğan sarkıtlar yer almaktadır.